13 Temmuz 2009 Pazartesi

Biri Şunları Durdursun

Reklamcıları diyorum... Birileri şu yıllardır yaptıkları saçmalıklara bir dur dese hiç fena olmayacak. Sex sells diye diye, artık zaten kadını metalaştırmalarını içselleştirdik, çok doğal geliyor bize, ürün ne olursa olsun, şuh kadınlar görmek. Ama şu son dönemlerde çocukları da bu kadar sık kullanmaları, artık çizmeyi hepten aştıklarının göstergesidir kanımca.

Komplo teorilerini severim. Ve çoğunu da pek güzel benimserim. Mesela konuyla alakalı bir komplo teorim var. Aslında gayet gözleme dayalı bir yorum denebilir komplo teorisinden çok. Son 6-7 aydır, gazetelere ve haberlere düşen cinayet ve tecavüz olaylarını bir hatırlamaya çalışın. Kadınlara yönelik artık maalesef alışılmış haberlerin yanında, ne kadar da çok çocuklara yönelik taciz-tecavüz ve şiddet olayıyla karşılaştık hiç dikkatinizi çekti mi?

Taciz-tecavüz ve şiddet, iki ayrı başlıkta incelenmeli diye düşünüyorum. Birinci başlık, yani taciz ve tecavüz, bana kalırsa çokça reklamlarla da ilişkili. Tabii çocuk pornosu da bir numaralı suçlu olabilir, ama küresel çapta bu konunun önlemleri uzun zaman önce alındı ve en azından ülkemizde, konuyla ilgili bütün yasal uygulamalar ve önlemler tıkır tıkır işliyor denebilir. Bu açıdan, ben asıl suçlunun reklamlar olduğu kanısındayım.

Bir kere, reklam etiğine göre, çocuklarla doğrudan ilgili olmayan ürünlerin tanıtımlarında, çocuk oyuncu oynatmak doğru değildir. Fakat bakınız sevgili Turkcell, ne de çok sevdi şu Selocanlar'ı!

Pedofili, küresel bir gerçek ne yazık ki. Bunu göz ardı edemeyiz, etmemeliyiz de. Özellikle reklamcılar da kesinlikle etmemeli. Maalesef, üzülerek söylüyorum ki, küçücük çocuklarla ilgili hayaller kuran koca koca adamlar VAR! Kadınların metalaştırılması, cinsel obje olarak gösterilmesi de tabii ki çok çok yanlış, ve taciz-tecavüz olaylarının çoğunda zaten sadece reklamların değil, bütün medyanın da payı var. Fakat kanımca, çocuklara yönelik cinsel arzuları tetikleyici unsurlar, daha vahim sonuçlar doğurmaktadır. Çünkü, küçük çocuklarla ilişkiye girmenin hiçbir meşru yolu bulunmamaktadır.

Çocuklara yönelik şiddet olaylarının sebebi de bambaşka bir şey bana göre. Son zamanlarda mutlaka dikkatinizi çekmiştir: Komşunun çocuğunu sobada yakanlar, başka biriyle ilişkiye girmesine şahit oldu diye kendi çocuğunun öldürülmesine göz yumanlar, çocuğunu aç bırakıp öldürenler... Son zamanlarda inanılmaz bir artış ve öldürmek şekillerinde çeşitlilik var. Ciddi bir araştırma yapılıp, bunun sebeplerinin neler olduğu ve nasıl önlenebilecekleri incelenmeli diye düşünüyorum. Toplumsal delilik, bir noktadan sonra durdurulamaz hale gelebilir çünkü. Zira, toplumu oluşturan bireyler arasındaki etkileşim, düşünebileceğimizin çok ötesindedir, ve kendini gizlemeyi, değişik şekillere girmeyi çok iyi bilir. Açıkçası ben zaten, bu olayların ortaya çıkmasında, şimdilerde belki unutulmuş, büyük bir olayın, tetikleyici unsur olduğuna inanıyorum. Tabii bir başkası için asıl tetikleyici unsur, toplumsal değerlerin çökmesi, inanç sistemlerinin yıkılması ya da ekonomik kriz olabilir. Mutlaka hepsinin ayrı ayrı rolleri büyüktür. Hatta benim değindiğim noktalar, önemsiz ayrıntılar gibi de görünebilir. Fakat şeytan, ayrıntıda gizlidir...

Hiç yorum yok: